İZMİR ÇİĞİLİ İBRAHİM NÜKLEER FÜZELERİ

1960 lı  yıllarda ABD Batıdaki NATO üyesi olan ülkeleri Sovyet nükleer tehdidinden korumak için birkaç ülkeye nükleer başlıklı füzeler yerleştirmek istedi .

Bu ülkeler pentagon tarafından Türkiye ve İtalya olarak seçildi 45 nükleer başlığın 30 tanesi İtalyaya 15 tanesi Türkiyeye yerleştirilecektir.
İlk etapta 5 fırlatma rampası ve nükleer başlıklarıyla 15 Jüpiter füzesi İzmir’e getirildi. Türkiye’nin bu füze üssünü idare edecek personeli olmadığı için 2000 Türk subayı ABD’ye eğitime gönderildi.
İzmir’de ise beş ayrı nokta planlanır. Foça Kozbeyleri, Gölmarmara, Aliağa Çaltılıdere, Manisa’da Çamköy ve Akhisar yolundaki Kemiklidere seçilir. ABD’den IBRM (Orta Menzilli Balistik Füze) olarak adlandırılan sistemler gemiyle İzmir’e 1961’de getirildi.
İki bine yakın personel eğitilir. IBRM kısaltması kısa sürede Türk subayları tarafından ‘İbrahim’e çevrilir. Türk kaynaklarına “İbrahim II” olarak giren füzeler için siyaset bilimci Doç. Dr. Nur Bilge Criss, “Bence Sultan I. İbrahim ‘deli’ diye anıldığı için, füzelere karşı çıkan Türk subaylarının kara mizah yaparak ‘Deli İbrahim’ adını takmış olduğu ihtimali daha yüksek” olduğunu iddia eder.

             

Çiğli’de 6 Kasım 1961’de faaliyete geçti. Türkiye’nin füzelerin idaresini devralması için ABD’ye eğitime gönderilen subayların, 18 Nisan 1962’de deneme atışı gerçekleştirir. NASA’nın Cape Canaveral’daki üssünde tamamen Türklerin komutasındaki bir Jüpiter füzesi başarıyla fırlatılır.
Türkiye’deki füzelerin başından ilginç olaylar da geçti. Füzeler açıkta durduğu için çevredeki köylüler ne olduklarını soruyordu. Onlara füzelerin minare olduğu anlatılıyordu. ABD Senatosu bir araştırma için geldiği Çiğli’de bir füzenin motoruna bir kurşun isabet ettiğini de ortaya çıkardı. Bir füzenin elektrik bataryasının patladığı ve kontrol panelinin bozulduğu anlaşıldı.
ABD ile SSCB arasında füze krizinin çözülmesinin ardından 22 Ekim 1962’de füzeler tamamen Türk ordusuna devredildi. 1963’te füzeler tamamen söküldü.
‘İBRAHİM’ adı verilen Jüpiter füzesinin 1963 yılında Çiğli’de sökülmesine az bir zaman kala çekilen fotoğrafında da görüldüğü gibi üzerinde Türk bayrağı vardı. Resimde net gözükmese de bayrağın altında bir ok ve nükleer bombanın patlamasından sonra ortaya çıkan mantar bulutu çizimi de bulunuyordu.
Füzeler açıkta durduğundan motor bölümü, dış etkenlere karşı ‘etek’ adı verilen bir muhafaza içinde duruyordu. Füze fırlatılacağı zaman ‘etek’, çiçek gibi açılıyordu. Jüpiter, açık hedef olduğu için savaş halinde 15 dakikada fırlatılması gerekiyordu, bu yüzden nükleer başlıklar sürekli takılıydı. Füzenin uzunluğu 18 metre, çapı ise 2.74 metreydi. Her bir nükleer başlık 1.44 megaton kapasitesiyle Hiroşima’ya atılan bombanın 100 katı gücündeydi.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Havacılığa gönül vermiş kişiler olarak sizler için yazılar paylaşıyoruz.

İlgili Yazılar

1 Yorum

Popüler Yorumlar

Bunların menzili SSCB’ye yetişmiyordu, Türk halkı sosyalist devrim yaparsa onlara karşı kullanılmak için getirilmişlerdi. NATO hep bir terör örgütüydü.

Yoruma git

Tüm Yorumlar

Bunların menzili SSCB’ye yetişmiyordu, Türk halkı sosyalist devrim yaparsa onlara karşı kullanılmak için getirilmişlerdi. NATO hep bir terör örgütüydü.

Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.

Giriş Yap