24 Temmuz 1897’de Amerika’nın Kansas eyaletinde doğdu. Dünya turuna çıktığı son uçuşunda, 2 Temmuz 1937’de, Nikumororo adasının yakınlarında uçağı düştü. Fakat uçağa ve kendisine ulaşılamadığı için 20 Haziran 1938 tarihi ölüm tarihi olarak belirlendi. 40 yıllık hayatına Amelia Earth birçok ilki sığdırmayı başardı.
Uçaklarla ilk karşılaşması bir devlet fuarında 10 yaşında oldu. Fakat Amelia o an uçaklardan hiç etkilenmedi. Tam tersi onları birer paslı ve tel ahşaptan yapılmış şeyler diye düşündü. Yaklaşık 10 yıl sonra dublör uçuş sergisine katıldı. Ve o zaman uçaklar dikkatini çekmeye başladı. Bu uçuş sergisinde gördüğü kırmızı uçağın ona bir şeyler söylemeye çalıştığını Amelia fark etmişti. 28 Aralık 1920’de pilot Frank Hawks onun hayatını değiştirecek olan uçuşa çıkardı. Bu uçuştan sonra Amelia asıl yerinin gökyüzü olduğunu anladı.
Amelia o zamanki toplum inanışlarına göre bir kadın pilot olma aşamasında zorluklar yaşayacağının farkındaydı. Ama o bu zorluklardan korkmak yerine tam tersine üstüne gitti. Ağaçlara tırmandı, yokuş aşağı kızak sürdü, avlandı… Daha çok erkeklerin çalıştığı mesleği yapan kadınlarla röportaj yaptı ve bunları bir deftere not etti. 1915 yılında Hyde Park Lisesi’nden mezun oldu. Philadelphia’nın banliyölerinde bir kız okulu olan Ogontz’a katıldı. Fakat ikinci yılında 2. Dünya Savaşı başladığı için Kanada’daki bir askeriye hastanede hemşirelik yaptı. Savaş sonrasında üniversiteye gitti. Amelia 3 Ocak 1921’de ilk uçuş dersini aldı. Ve 6 ay içinde ilk uçağını alabilecek parayı biriktirdi. İlk uçağı, parlak sarı renkte boyanmış iki kişilik çift kanatlı ikinci el Kinner Airster’di. Bu uçağına “ Kanarya” adını verdi. Ve onunla 14.000 feet yükseklikten uçarak ilk kadın rekorunu kırmaya çalıştı.
Amelia Nisan 1928’de hayatının dönüm noktası olacak olan telefonu aldı. Arayan kişinin teklifi uçarak Atlantik’i pilot Wilmer Bill Stultz ve pilot yardımcısı Louis E. Slim Gordon’la geçmeyi ister miydi. Amelia bu teklifi hiç düşünmeden kabul etti. Ve 17 Haziran 1928’de Fokker F7 tipi bir uçakla 21 saat uçuş yaparak uçuşlarını başarılı bir şekilde gerçekleştirdiler. Bu uçuş dünya çapında ilgi çekti. Çünkü Amelia’dan önce 3 kadın pilot aynı uçuşu gerçekleştirmeye çalışırken öldü. Ve Amelia bu uçuşla Atlantik’i geçen ilk kadın pilot oldu. Bu başarı New York ‘ta bir ticker-tape geçiş töreni ve Beyaz Saray’da Başkan Calvin Coolidge tarafından düzenlenen bir resepsiyonla karşılandı. O zamana kadar Amelia’nın hayatı hep uçarak geçmişti. Ama Cleveland kadın hava derbisinde üçüncü olarak yer aldı. Daha sonra Atlantik’i geçerken hazırlık aşamasında dostluk kurduğu George Putman ile 7 Şubat 1931’de evlendi. Ama bağımsızlığını korumak için bu evliliği bir ortaklık olarak gösterdi.
Birlikte Atlantik’i ikinci defa geçen kadın olması için çalışmalara başladılar. Bu uçuşu gerçekleştirirken hava koşulları yüzünden İrlanda’nın Londonderry yakınlarına iniş yapmak zorunda kaldı. Bu olay duyulunca Amelia hem yurtdışından hem de ABD’den çok fazla ilgi gördü. Hatta bu olaydan sonra başkan Herbert Hoover, Amelia’ya National Geographic Society’den altın madalya verdi. Kongre’den altın uçan haç aldı. Bu haç ilk defa bir kadına verildi. Törende, Başkan Yardımcısı Charles Curtis cesaretini övdü ve “hayatını riske atan bir gezgin olarak kahramanca cesaret ve beceri” sergilediğini söyledi. Bu olaydan sonra Amelia zorlu şartlar ne olursa olsun kadın ve erkeklerin eşit olduğunu kanıtladığına inandı.
Daha sonraki yıllarda Amelia başarılarına başarı katmaya devam etti. Ve yıllarca aşılmamış 18.415 feet yükseklikten uçarak bu rekoru kırdı. 11 Ocak 1935’te Pasifik’ten Honolulu’dan Oakland, Kaliforniya’ya tek başına uçan ilk kişi oldu. Daha sonraki yıllarda Mexico City’den Newark’a solo yapan ilk kişi oldu. Halk Amelia’nın bu başarılarını kendi başarılarıymış gibi benimseyip onu çok sevdiler. Hatta bir seferinden uçağından ancak polisler aracılığıyla çıkabildi.
1937’de Amelia 40. yaşına özel son bir meydan okumaya imza atmak istedi. Ve dünyayı uçarak geçen ilk kadın olmak istedi. Uçağının arızalarına rağmen uçağını tamir edip bu uçuşu denedi. 1 Haziran’da Miami’den ayrıldı. Ve 29 Haziran’da Yeni Gine’ye vardığında 29.000 millik yolculuğun sadece 7.000 mili kalmıştı. Bu uçuşun en zor kısmı Howland Adası’nı geçmekti. Bu adayı geçmek için uçaktan bütün gereksiz ağırlıklar atıldı. Ve onların yerine yakıt koyuldu. Ve iki gemi ışıklarını açarak yol gösterici olarak koğuşlandırıldı. Çünkü ada o kadar küçüktü ki onu bulabilmek için her türlü yardıma ihtiyacı vardı. 2 Temmuz’da kötü hava koşulları yüzünden ITASCA ile telsiz bağlantısı koptu. Ve daha sonra Amelia’nın adayı bulamadığı ve yakıtının azaldığını söylediği anlaşıldı. Bu çağrıdan sonra tarihin en büyük deniz ve kara arama operasyonu başlatıldı. Ancak arama çalışmaları 19 Temmuz’da sona erdirildi.
Daha sonra 1938’de Howland Adası’na deniz feneri inşa edildi. Ve ABD’de okullara, sokaklara, havaalanlarına Amelia’nın adı verildi. Anavatanı Kansas, sanal bir tapınak haline getirildi. Ve her yıl Amelia adına burslar veriliyor.
Amelia hayatına sığdırdığı bunca başarıyla havacılık konusunda birçok insana örnek oldu. Ama hayatı boyunca inandığı düşüncesi olan kadınların ve erkeklerlerin eşit olduğuna herkesi inandırdı.