DÜNYA’YA ÇARPMAK ÜZERE OLAN BİR ASTEROİT’İN YÖNÜ NASIL DEĞİŞTİRİLİR?

Asteroit, kısaca Güneş Sistemimizdeki küçük kaya parçalarıdır. Küçük dediğim, o hızla orta boyutlu bir asteroitin Dünya’ya çarpması durumunda milyonların ölümüne sebep olabilir. Nasa’ya göre büyük bir asteroitin gezegenimize çarpma olasılığı 300 binde 1. Bu her ne kadar düşük bir olasılıkmış gibi gelse de; bir insanın üstüne yıldırım düşme olasılığı 600 binde 1’dir. Türkiye’de 2018 yılının Mayıs ayında, yıldırım düşmeleri sonucu 9 kişi hayatını kaybetmişti. Gördüğünüz gibi olasılıklar düşük gözükse de olmayacak diye bir kanaat yok maalesef. Neyse biz konumuza dönelim. Şu ana kadar ki keşfedilen en büyük asteroit “Ceres”‘tir. 952 kilometrelik çapıyla tek başına tüm asteroit kuşağının kütlece üçte birini oluşturuyor kendisi. Şöyle ifade edeyim İstanbul-Sivas arası mesafe kadar büyüklükte. Düşünsenize neredeyse Türkiye’nin yarısı kadar bir taş gezegenimize çarpıyor. Çok büyük bir yıkım olurdu. Şimdi size bu olaydan kurtulabilme yollarını anlatacağım.

1) Nükleer Patlamalar

Bu  yöntemde asteroite nükleer bomba atılıyor. Bu en başta işe yarar bir yöntem gibi gözükse de aslında pek iyi bir yöntem değildir. Çünkü patlama ile asteroiti küçük parçalara ayırabilir ve bu sefer Dünya’ya birden fazla asteroit parçaları yağar. Veya başka sorunlara yol açabilir.

2) Birden Çok Patlama 

Asteroit çarpmaya yakınken, birden çok nükleer bombası patlatmak, asteroiti yana itip başka bir yörüngeye sokabilir. Bu yöntemde oldukça sakıncalıdır. Bombaların yanlış yönde patlatılması sonucu çok daha kötü felaketlere yol açabilir.

3) Çarpma Aygıtı

Nasa ve SpaceX anlaşması ile “DART(Çift Asteroit Yönlendirme Testi)” görevi adı altında kinetik çarpma aygıtı  olarak bilinen bir teknik kullanılacak. Kısaca, bir veya daha fazla yüksek hızlı uzay aracının Dünya’ya yaklaşan astereoite çarptırılması ile asteroitin yörüngesinin değiştirilmesi planlanıyor. 2021 Haziran’da denemeler başlayacak sonucu hepimiz göreceğiz.

4)Güneş Yelkeni

Bu metot’da asteroitin üstüne 5.000 km genişliğinde bir Güneş yelkeni iliştiriliyor. Bu sayede o alanda oluşan sabit basınç, asteroitin yönünün değiştiriyor. Tabii bu metot çok yavaş ilerliyor. O yüzden asteroitin önceden fark edilmesi gerek.

5) Kütle Sürücüsü

Bu metot biraz bilim-kurgu filmi gibi gelebilir. Ama işe yarayacağı düşünülüyor. Metot ise şu; devasa bir uzay matkabı asteroite fırlatılıyor ve asteroitin içini oyarak kütlesini ve rotasını değiştiriyor. Dediğim gibi biraz kulağa fantastik geliyor.

6) Boya 

Bu metot’da “Güneş Yelkeni” metodu gibi asteroitin çok önceden fark edilmesi gerekiyor. Aksi taktirde çok işe yarayacağı düşünülmüyor. Metot ise şöyle; Asteroitin belli kısımları boyayla kapatılarak, Güneş’e bakan yüzlerinin yaydığı termal ışınım arttırılıp asteroitin yönü yavaşça değiştirilebilir.

Elle tutulur bütün metotlar bunlar. Eğer ilerde teknoloji gelişir de asteroitin yer çekimsel yönünü değiştirebilirsek bize hiç bir şey yaklaşamaz bile 🙂 İşin şakası bazı bilim adamları bunun üstünde çalışmaya devam ediyor. Christopher Nolan’ın “Interstellar” filminde ısrarla bunun için bir kara deliğin ufkunu” 4. boyutu” görmemiz gerektiğini söylese de asla vazgeçmemek lazım değil mi? Yoksa Nasa, SpaceX gibi firmaların çılgın fikirleri olmasaydı buralara kadar nasıl gelirdik. O zaman aşağıdaki resimdeki gibi manzaralarla hiç bir zaman karşılaşmamak dileğiyle dostlarım hoşça kalın.