Airbus A320 Kaptan Pilotu Halil Açıkgöz İle Röportaj

İçindekiler

Pilot Olmaya Nasıl Karar Verdiniz?

Babam askerdeyken onu öylesine özlüyordum ki babaannem geçen uçakların göğü yaran motor sesini duyduğunda elimden tutup koşarak avluya çıkarıyordu ve o da bu oyunumuzdan medet umarak bir parça da olsa sevinç çığlıklarımda Hasan’ına kavuşuyordu. Mevsimine göre meyveler istiyordum gökyüzünden. En çok da şeftali getir baba diyordum tayyarelere el sallarken. Çünkü kargo uçağının yanında çekilmiş paraşütçü komando fotoğrafı hiç düşmüyordu elimden ve ben her geçen uçakta babam var sanıyordum. İlk böyle başladı tayyare sevdam.

Sonra Kuleli Askeri Lisesinde subaylık yoluna girerken yani bin dokuz yüz seksen altıda o ünlü film, şehirdeki sinemalara gelince hayalini kurduğum üniformanın rengi maviye dönüştü ve uyuyan tayyare sevdam gün yüzüne tekrar çıktı: “TOP GUN”. Bu film rüzgârda çatılardan çatılara atlayan yangın gibi gençlerin gönlüne düştü. Sinema salonunun yarısı Hava Harbiyeliler, diğer yarısı Kuleli Askeri Liselilerle doldu. Kadıköy Moda Sineması önünde oluşan kuyrukları izlemeye gelen meraklı gözler de vardı mavi, yeşil, ela, kara genç kız gözleri. Böylesine havalı sahnede yer alma aşkı benim gönlümü de vurdu. Aslında ilk asumana duyduğum umutsuz aşk daha ben üç yaşında bile değilken, babamın  uçakların yanında çekilmiş fotoğraflarına bakıp durduğum zamanlarda başlamıştı ama dediğim gibi umutsuzdu. Çünkü köyden çıkıp nerede bile olduğunu kimsenin bilmediği tayyareci okulunun yolunu bulabileceğimi hayal bile edemiyordum. İki yıl boyunca gözlerimi bozmamak için adam gibi ders bile çalışmadım. Sonunda başardım, İstanbul’da bir askeri kışladan diğerine geçtim.

Nasıl Pilot Oldunuz, Eğitim Hayatınızdan Biraz Bahseder Misiniz?

Hava Harp Okulu’nda dört yıllık akademik eğitimden sonra tekrar bir sağlık muayenesine girdik. Okula giriştekinden daha kapsamlıydı çünkü buradan jet pilot adayı olarak direk Çiğli Uçuş okuluna gönderilecektik. İlk ben uçar uçmaz hizmetten kaldırılan T-34 uçağında başlangıç eğitimi aldım. Kaderim buydu galiba. Ömrü tamamlanan uçaklarla Hava Kuvvetlerinde uçmuş olmak, Son Mohikan gibi. Çünkü ardından ilk sesten düşük hızda uçan T-37 uçaklarında temel jet uçaklarında uçtuktan sonra T-33 uçağını çektim. Şanslıyım ki saha yer eğitimimde acil bir kararla emekli edilen bu tayyarede uçmadan T-38 uçaklarında eğitimim devam etti. Zor bir maraton, zahmetli ve acı veren bir süreçti. Tüm bunları Umay ve Pegasus 2 kitabımda çok detaylı yazmayı düşünüyorum. Uçuş okulundan sonra kurada F4-E uçağını çektim ve 15 yıl onunla uçtum. Daha başta belirttiğim gibi ben emekli olunca o da emekli edildi.

Bugüne Kadar Hangi Uçakları Kullandınız ve Şuan Aktif Olarak Hangi Uçak İle Uçuyorsunuz?

Yukarıda da bahsettiğim tüm Hava Kuvvetleri envanterinde olan uçaklarla uçtuktan sonra 2009 da Hava Kuvvetleri’nden istifa ettim. Özel bir şirkette Boeing 737-38 uçaklarında uçmaya başladım. 5 yıl sonra Airbus 320 serisine geçtim ve uçuş öğretmenliği yaptım, hala da Kaptan olarak bu uçak tipinde devam ediyorum.

Ayda Kaç Uçuş Yapıyorsunuz?

Ortalama 40 sektör uçuş yapıyorum.

Pilotların Sosyal Hayatı Hakkında Bilgi Verir Misiniz?

Düzensiz uyku, günlük planlama, hafta sonları imkansız gibi bir tatil dinlenme, bayramlarda yaz tatillerinde aksine çalışmakla geçen bir iş hayatı. Sosyal hayat siz planlayabilirseniz var, aksi takdirde mesleki bıkkınlık sosyal hayattan sizi koparıyor. Zaman sıkıştırılmış bir dosya gibi. Kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırma konusunda çok özenli ve fedakar olmak zorundasınız. Enerjinizi ayarlamalısınız, mesleki tatminle yetinirseniz yaşamınız otlaşıyor demektir. Ruhunuzu besleyen sosyal ilişkilere, hobilere, uğraşılara ihtiyacınız var. Mesela ben kitap okuyorum bol bol, yazıyorum da. Üç kitabım var, ikisi yolda. Balık tutuyorum, yorulmaktan şikayet etmeden kızlarıma, eve, çok sevdiğim köydeki yaşamıma zaman ayırıyorum. Dostlarla yediğim akşam yemeklerini de hiç bir şeye değişmiyorum. Kokpitteki hayatımı merkeze koyup, diğerlerini es geçmiyorum.

Neden Askeriye’den Sivile Geçtiniz?

Tek kelimeyle Ergenekon soruşturması. Yoksa ben sonuna kadar kalmak isteyenlerdendim kurmay olmasam bile. Hoş neden kurmay olamayacağımı 15 Temmuz’ da siz bile anlamışsınızdır. Atatürkçü vatanına bağlı, görev aşkı olanlar Pensilvanya’da CIA tarafından korunan sümüklü Erzurumlu Lawrence tarafından tasviye ediliyordu, önce doktor kalpten pilotajımı aldı, geri adım atmayınca Ergenekon Düzmecesinden yargıladı. Ayrılmak dışında hiç bir şansım kalmadı. Çünkü bu çete 6 yaşındaki kızımı öldürmekle bile tehdit ettiğinde yalnızdım.

Askeriye’ye Dönme Şansınız Olsa Geri Döner Misiniz?

Asla. Ben artık Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun benim yemin ettiğim günlerdeki ordu olduğuna inanmıyorum. Sonumuz hayırlı olsa keşke.

Sizce Askeri Havacılık Mı Yoksa Sivil Havacılık Mı?

Şovalye ruhlu bir jet pilotuna bu soruyu sorarsanız alacağınız cevap sence? veya keşke hala rüyalarıma giriyor olmasa olur. 30 dereceyi geçen yatışları bile özledim desem başka cevaba gerek kalmaz.

Mesleğinizin Zor Yanları

Devamlı risk çemberleri arasındasınız ve karar verici son noktasınız. Bunun yarattığı stresle boğuşmak, hayatını hem zamanla yarışa hem de hep açık bir zihne ayarlamak oldukça güç. Üç boyutlu bir yerde 200 e yakın canın sorumluluğuyla kendinizle baş başasınız. Gece gündüz, karanlığa, aydınlığa, güneşe, buluta, yağmura, kara firtınaya, tufana aldırmadan yanan iki gaz ocağının taşıdığı kanatlarla gökyüzünde olmak. Bir de habire obsesif, paranoyak bir kültürle daima tetikte olmak. En kötü doktor olsan, hata yapsan hastan masada kalır, sen hata yapsam yüzlerce aile ve kendi aileni söndürürsün. En kötüsü kabinde yolculuk yapan bir Atatürk gibi olacak çocuğun hayatını tehlikeye atarken memleketin geleceğini tehlikeye atmak. Daha berbat ne olabilir ki.

Pilot Olmak İsteyen Birisi Nasıl Çalışmalı Ve Gençlere Önerileriniz Nelerdir?

Hayatınızın merkezine oturtacağınız tek şey var aslında,  bir anda başlayan bir ömür süren tek hece; AŞK. Doğaya, ailenize, vatanınıza, denize, havaya, toprağa en önemlisi hayatınızı kazanmak için ömrünüzün en uzun süresini ayırdığınız mesleğinize duyacağınız aşk. Mülakatlarda pilotlardan duyduğum en klişe söz benim çocukluk aşkımdı pilotluk. Hayır çoğunuz yalancısınız öncelikle kendinize yalan söylüyorsunuz o sizde aşk olsaydı onun dikenli yollarında ayaklarınızınız tabanında, vücudunuzda, ruhunuzda kanayan yaralarla karşımıza gelirdiniz. Ve biz ona kanayan yaraları görür, o aşka saygıdan ayağa kalkardık. Bugüne kadar ben o aşkı çok az arkadaşın gözünde gördüm. Keşke Türk Hava kurumu sömürülmeseydi, daha çok şubesi olsaydı da imkanı olmayan sevdası olan çocukları tayyareci yapabilseydik. Ne yazık ki kapitalizmin çirkin yüzü burada da ortaya çıkıyor. Ama yine de ümidinizi yitirmeyin, yırtının para biriktirin, başka mesleklerde para kazanıp havacılık geleceğinizi kurmak için her şeyi yapın. Kırılma noktası filmindeki gibi banka soyun diyemiyorum ne yazık ki. Ama bir gün başarır bizimle aynı gökyüzünün güneşinde yağmurunda yıkanmak isterseniz, elimizden geleni yapacağıma söz veriyorum. AŞKLA KALIN.

Teşekkürler

Zaman ayırıp bizle bu röportajı yaptığı için Halil Açıkgöz kaptanıma sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Söyleşi yapmamızı istediğiniz başka pilotlar var ise yorumlarda belirtebilirsiniz. Sağlıcakla kalın, kırımsız uçuşlar herkese:)

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Ben Alaeddin Şimşek. Bu sitede editör ve yazar olarak görev yapmaktayım. İleride pilot olmayı düşünüyorum. Yazılarıma yorum yapmayı unutmayın. Ayrıca sosyal medya hesaplarıma da ulaşabilirsiniz. Hepinize kırımsız uçuşlar:)

İlgili Yazılar

1 Yorum

Hocam kısa bir röportaj olmuş olsun inşallah paramızı biriktirip bizde havacı oluruz saygılar

Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.

Giriş Yap