Jet Motorlarının Kısa Tarihi ve Havacılığa Girişi
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
1935 yılına kadar uçaklarda pistonlu motorlar vardı. Bu motorlar 350 mph’nin (563 km/h) üzerine çıkabilecek performansı gösteremiyorlardı. Ayrıca pistonlu motorların bakım aralıkları kısaydı. Neredeyse tüm inovasyonlarda olduğu gibi uçak motorlarının gelişiminde de hız sınırını artırmak ve motor bakım aralıklarını uzatmak için çalışmalar vardı.
Dönemin mühendislerinden Frank Whittle ve Hans von Ohain neredeyse aynı zamanlarda ve birbirlerinden habersiz bir şekilde ilk jet motorunu geliştirdiler. Her ne kadar Ohain jet uçağa güç sağlayan ilk kişi olsa da hiçbir tasarımı üretime geçmemiştir ve Whittle’ın tasarımları kabul görmüştür. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra karşılaşıp tanışan ikili çalışmalarına beraber devam ettiler. Diğer mühendisler, Whittle, Ohain ve çalışma arkadaşlarının fikirlerine karşı çıkmışlardı. Çünkü onlar jet motorunun çok yakıt tüketip, az güç üreteceğini düşünüyorlardı. Daha yüksek rakımlarda jetin daha az yakıt tüketeceği o zamanlar bilinmemekteydi. Açıkçası dönemin en başarılı mühendisleri bile jet motorunun potansiyelini görememişlerdi. Geleneksel pistonlu motorlar fiziksel olarak sınırlarına ulaştıkları zaman jet motorlar havacılık dünyasına ilk adımlarını atmaya başlamıştı. Jet motorları çalışma prensibi açısından geleneksel motorlardan mekanik olarak daha basit ve pürüzsüzdü. Hızla gelişen jet motorları 1950’li yıllarda pistonlu motorların ulaşamayacağı hızlara ulaşmıştı. Pistonlu motorlar 3.500 beygir gücündeki 28 silindirli Pratt & Whitney R-4360 motorla hızının üst limitine ulaşmışken, General Electric GE90-115 gibi bazı modern jet motorları 115.000 pound (52.163 kg) itme gücü üretebiliyordu. Günümüze doğru geldikçe geleneksel motorların ömrünü doldurduğunu ve jet motorların havacılığın her alanında kendine yer bulduğunu görebiliriz.
YORUMLARA GİT (0)