ULUSLARARASI UZAY İSTASYONU-ISS
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Uluslararası Uzay İstasyonu bir diğer adıyla “UUİ”. 1969’da Rusya ve ABD arası soğuk uzay savaşı Amerika’nın ay’a ayak basması ile son buldu. Fakat Rusların kaybetmeye niyeti yoktu. Bu yüzden Uzay’da bir üs inşa etmeye karar verdiler. Yıl 1993’e geldiğinde Ruslar ve Amerikalılar uzay çalışmalarını ortaklaşa yapmaya ve geliştirmeye karar verdi. Bu da demek oluyordu ki “UUİ” beraber inşaat edilecekti. Bu dev projeye 15 farklı millet katkı sağladı. En büyük finansmanlar NASA (Amerika Birleşik Devletleri), Roscosmos (Rusya) ve ESA (Avrupa Uzay Ajansı); Diğer ortaklar ise Japon Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı ile Kanada Uzay Ajansı oldu. Toplamda 100 milyar doları aşan maliyeti ve yapımı 10 yıldan fazla süren bu devasa laboratuvar insanoğlunun yaptığı ve ürettiği en pahalı proje oldu.
Uluslararası Uzay İstasyonunun ilk parçası “Zarya” Rusya tarafından 1998 yılında fırlatıldı. Ardından Amerika “Unity” modülü ile uzayda birleştirildi ve UUİ oluşmaya başladı. Zamanla birçok ortak ülke, modülünü Uluslararası Uzay İstasyonuna kenetledi. Bunların arasından en ilgi çekeni, Kanada’nın yolladığı “Kanadarm” oldu. Neden mi? Bir hayal etsenize uzay boşluğunda saatte 28 bin km/sa hızda giderken bir kol sizi tutup istasyona kenetliyor. Hayal etmesi bile çok ilgi çekici.
“Kanadarm Kolu”
Genel yapısına gelirsek, alttaki resim gibi çevresinde çok büyük güneş panelleri bulunuyor. Bu paneller sayesinde bütün ihtiyaçlar karşılanıyor. Bir tek yemek ihtiyacı dünyadan, ABD’nin “Space Shuttle” ve Rusya’nın “Proton ve Soyuz” roketleri ile karşılanıyor. Bu roketlerin yerini yenileri almış olsa da birçoğu 2011 yılına kadar hizmet etti. İçerisinde birçok laboratuvar ve deney kapsülleri bulunuyor. Bu kapsüllerde; çeşitli ilaçlar, insan bedeninin uzay şartlarında dayanıklılığı, marsta koloni kurma çalışmaları, kanseri yenecek ilaç deneyleri, mikro yer çekimi ortamında çeşitli ürünlerin tepkileri, doğal afetler, hava olayları ve nötron yıldızları inceleniyor. Tabii ki bunlar sadece sayabildiklerimiz. Orada neredeyse 300 araştırma ve deney bulunuyor.
Dünyadan 400 km uzakta, 28 bin km/sa hızla giderken bu yapının içinde olsaydınız güneşin doğuşuna tam 16 kez şahit olurdunuz. Ne kadar hoş değil mi? Tam bir tatil mekanı. Ki öyle olması da düşünülüyor. Maalesef 2024 yılında görevi sonlandırılacak. Ya yanarak denize düşecek ya da “bu bir Rus şirketin teklifi” restore edilip otele dönüşecek. Eğer öyle bir şey olursa bir odasında yada kapsülünde kalmak isterdim. Hem kim istemez ki. Değil mi? Lafı çok uzattığımın farkındayım bir kaç cümle söyleyip bitiriyorum. Umarım insanlık siyaset, politika derdi ile birbirine girmeyi bırakıp, bu tür bizi ileriye, geleceğe taşıyacak ve bizden sonrakilere miras bırakılabilecek yapılar, araştırmalar, deneyler yapmaya devam eder. Herkese iyi günler…
4 yorum
Popüler Yorumlar
Çok bilgulendirici ve harika bir yazi olmuş
Tesekkurler nazım bey cok bilgilendirici yazi olmus
Tüm Yorumlar
Tesekkurler nazım bey cok bilgilendirici yazi olmus
Teşekkür ederim. Sağolun.
Çok bilgulendirici ve harika bir yazi olmuş
Teşekkür ederim.